Tip:
Highlight text to annotate it
X
Subtitles downloaded from www.OpenSubtitles.org
DJANGO UNCHAINED Çeviri: Bombadil
Amerikan İç Savaşı'ndan 2 yıl önce...
Texas civarı.
Kim var orada?
Kendini tanıt, yoksa sonun kötü olur!
Sakin olun baylar, niyetim kötü değildir.
Ben sadece yorgun bir yolcuyum.
İyi akşamlar beyefendiler,
Speck Kardeşler adıyla bilinen...
...iki köle tüccarını arıyorum.
Onlar siz misiniz acaba?
Kim bilmek istiyor?
Eh, ben istiyorum.
Ben Dr. King Schultz. Bu da atım Fritz.
Ne doktoru?
Diş hekimi.
Demek Speck Kardeşler sizsiniz,
...ve bu adamları Greenville köle pazarından aldınız öyle mi?
Ne olmuş?
Sizinle bir mütâbakat yapmak istiyorum.
Anlayacağımız dilde konuş.
Kusura bakmayın.
Affedin, bu benim anadilim değil.
Duyduklarıma göre sahip olduklarınız arasında,
...benim istediğim bir şey var.
Merhaba garibanlar!
Aranızda daha önce Carrucan Çiftliği'nde çalışmış olan birisi var mı?
Ben Carrucan Çiftliğinde çalışmıştım.
Kim dedi onu?
Adın nedir?
Django.
O zaman aradığım kişi sensin.
Brittle Kardeşlerin kim olduğunu biliyor musun?
Kim onlar?
Büyük John,
Ellis,
...ve Roger. Küçük Raj da derler.
Carrucan çiftliğinde ustabaşı olarak çalışırlardı.
Artık orada değiller.
Söyle bakalım,
Bu saydığın adamları şimdi görsen tanır mıydın?
Hop!
Bırak şunlarla öyle konuşmayı!
Nasıl konuşmayı?
Öyle konuşmayı!
Sevgili dostum, sadece işin doğrusunu tâyin etmey-
Anlayacağım dilde konuş dedim!
Herkes sakin olsun,
Ben sadece alışveriş yapma amacı güden bir müşteriyim.
Umrumda değil. Bunlar satılık değil.
Şimdi uza bakalım!
Yapma ama, tabii ki satılık bunlar.
İlerle dedim.
Sevgili dostum, bu dramatik hareket sadece heyecana kapıldığın için miydi,
...yoksa o silahı bana ölümcül bir amaçla mı doğrulttun?
Son şansın, zibidi.
Peki mâdem.
Atını vurduğum için üzgünüm,
fakat anî bir hareket yapmadan önce...
...biraz durup sakinleşmeni istedim.
Orospu çocuğu!
Roscoe'yu vurdun!
Ace'i de öldürdün!
Kardeşini vurmamın tek sebebi beni öldürmekle tehdit etmesiydi.
Ve sanıyorum ki...
...bu olaya tanıklık eden bir, iki, üç, dört, tam beş kişi var.
Bacağım kırıldı!
Doğrudur. Şimdi, bağırışlarını minimumda tutarsan...
...genç Django ile olan sohbetimi tamamlamak istiyorum.
Allah kahretsin!
Dediğim gibi,
...bu Brittle Kardeşleri şimdi görsen, onları tanır mıydın?
Evet.
Satın alındın! Bay Speck,
Bay Speck, bu genç Django için ne kadar istiyorsun?
Bu demirler fenadır.
Şunu bir dakika tutar mısın?
Sağol. Django, şu ata bin.
Ayrıca yerinde olsaydım, sayın Bay Speck'in geride bıraktığı ceketi alırdım.
Kardeşimin ceketine dokunayım deme zenci!
Kahretsin!
110, 120,
ve 125.
Genç Django için.
Artık ihtiyacınız olmayacağına göre, kardeşinizin atını da almak istiyorum.
Ayrıca, Bay Speck, bir satış faturası rica edeceğim.
Sizde var mı?
Cehenneme git, dişçi!
Ben de öyle düşünmüştüm.
Önemli değil!
Hazırlıklı geldim.
Teşekkürler.
Bu fatura olarak işimi görecektir.
Size gelince gâribanlar...
Bundan sonra ne yapacağınızı belirlemek için...
...iki seçeneğiniz var.
Bir: Bay Speck'in atını kaldırıp...
...onu en yakındaki kasabaya taşıyabilirsiniz.
...ki bu geldiğiniz yönde 60 km daha gitmeniz anlamına gelir.
İkincisi ise,
...zincirlerinizden kurtulup,
...bu tüfekle kafasına sıkıp ikisini de gömdükten sonra...
...ülkenin daha medeni bir bölgesine doğru gidebilirsiniz.
Seçim sizin.
Bir de, aranızda astronomi meraklısı varsa,
Kutup Yıldızı şurada.
Güle güle.
Durun beyler, önce bir konuşalım.
Böyle bir durumda mantıklı davranmanız gerekir.
Ben kötü biri değilim, sadece işimi yapıyorum.
Blueberry, sana son elmamı vermiştim, hatırlasana?
Bakın, beni El Paso'daki Küçük Duck'a götürün, size özgürlüğünüzü veririm.
Hayır, hayır lütfen!
Herkes neye bakıyor?
Daha önce ata binen bir zenci görmemişler.
Günaydın hancı!
Bu iki yorgun gezgin için iki bira lütfen.
Biraz erken geldiniz.
Bir saate kadar ancak açılırız.
O zaman da kahvaltı servisi var.
Hop hop hop!
Sen ne yaptığını sanıyorsun oğlum?
Götür bu zenciyi buradan!
Yardım edin!
Hancı!
Unutma, şerifi çağır, subayı değil.
Tüh!
Kendi barmenimiz olacağız artık.
Otur bakalım oğlum.
Nasıl bir dişçisin sen böyle?
Arabama bakma sen, 5 yıldır dişçilik yapmıyorum.
Bu günlerde yeni bir işim var.
Kelle avcısıyım.
Kelle avcısı nedir bilir misin?
Hayır.
Peki...
Köle ticareti para için insan hayatlarını kullanırken...
...kelle avcısı cesetler üzerinden kazanır.
Şerefe!
Devlet bir adamın başına ödül koyar,
Ben de o adamı ararım, bulurum, ve öldürürüm.
Öldürdükten sonra, adamın cesedini yetkililere teslim ederim,
...ki bu iş göründüğünden zordur...
Adamın cesedini yetkililere göstererek kanıtlarım ki, evet,
...bu adamı öldürdüm, sonra da yetkililer bana parayı verirler.
Yani kölelik gibi, adamı ver, parayı al.
Para mı veriyorlar?
Ödül gibi bir şey.
Yani insanları öldürüyorsun ve sana ödül veriyorlar?
Bazı insanları, evet.
Kötü insanları mı?
Ah!
Ne kadar kötülerse, o kadar büyük ödül var!
Aklıma gelmişken...
Senin hakkında bir çeşit ikilemde olduğumu belirtmeliyim.
Bir yandan, köleliği hiç sevmem.
Öte yandan,
...yardımına ihtiyacım var, ve bunu reddedemeyecek bir durumda olmaman daha iyi.
Bu nedenle, bu kölelik saçmalığını kendi yararıma kullanacağım.
Bunun yanında,
...biraz suçlu hissediyorum.
Peki.
İkimizin bir anlaşmaya varmasını istiyorum.
Ben Brittle kardeşleri arıyorum.
Fakat bu uğraşımda, bir dezavantajım var.
şöyle ki, bu adamların neye benzediğini bilmiyorum.
Ama sen biliyorsun, değil mi?
Tiplerini biliyorum, evet.
Güzel.
Anlaşmam şu şekilde.
Onları bulana kadar benimle gelirsin,
Nereye gidiyoruz?
Duyduğuma göre en az ikisi Gatlinburg taraflarındalar, fakat tam yerlerini bilmiyorum.
Bu da, onları bulana kadar Gatlinburg'daki her çiftliği dolaşacağımız anlamına geliyor.
Onları bulduğumuzda da,
...sen bana onları göstereceksin, ben de onları öldüreceğim!
Bunu yaparsan, sana özgürlüğünü vereceğim.
Her kardeş başına 25 dolar, bu da 75 dolar ediyor.
...ve şerifimiz de geldi.
Tamam çocuklar, eğlence bitti.
Dışarı gelin.
Tamam millet, sakin olun.
Siz işinize bakın.
Bu fırlamalar şimdi gidecek.
Şimdi,
...neden şehrime gelip olay çıkarıyorsunuz,
ve bu iyi insanları korkutuyorsunuz?
Bill Sharp'ın kasabasına gelip...
...gezmekten başka bir işiniz yok mu?
Şerife naptın sen?
İşte şimdi subayı çağırabilirsin.
Subay, subay!
İçerde mi beklesek?
Gitsek olmaz mı?
Önden buyur.
O arabayı barın karşısındaki sokağa taşıyın!
Silahlı 6 kişi istiyorum!
Şu çatının üstünde iki silahlı adam olsun.
iki kişi de şu çatıya çıksın.
Herkes ön kapıya nişan alsın.
Zavallı Bill'i de kaldırın şuradan.
Sen, bardaki!
O binanın çevresinde 100 tane silahlı adamımız var!
Oradan canlı çıkmak için tek şansın var.
Sen ve zencin elleriniz kafanızın üstünde kapıdan çıkın!
Hemen, şimdi!
Bu konuştuğum kişi subay mı oluyor?
Evet.
Ben Amerikan subayı Gill Tatum.
Bu harika efendim.
Tüm silahlarımı bıraktım,
aynen söylediğiniz gibi.
Ellerim başımın üzerinde,
dışarı çıkmaya hazırım.
Güveniyorum ki,
Amerika Birleşik Devletleri ceza adaleti sisteminin bir temsilcisi olarak...
...mahkemeye çıkmadan önce, siz veya yardımcılarınız tarafından...
...sokakta vurulmam yasaktır.
Şerifi vurduğun gibi mi?
Sokak köpeği gibi vurdun adamı.
Evet, aynen onun gibi.
Beni bir sokak köpeği gibi vurmamaya...
...bir kanun adamı olarak, söz veriyor musunuz?
Her ne kadar bunu görmeyi istesem de,
yargılanmadan önce sizi vuran olmayacak.
Tamamdır efendim, geliyoruz.
Ortalık biraz gergin.
O yüzden anî hareketlerde bulunma, konuşma işini bana bırak.
Gelin.
Silahsız mısınız?
Evet öyleyiz.
Subay Tatum ve yardımcıları,
ve görülüyor ki tüm kasaba halkı, izin verirseniz...
size olayı açıklayabilir miyim?
Anlat.
Benim adım Dr. King Schultz.
ve ben de sizin gibi adaletin bir temsilcisiyim.
Yerde yatan bu adam,
...ki bu kasabanın iyi insanları tarafından şerif seçilmiştir,
Bill Sharp adıyla tanınmasına rağmen,
...aslında William Peck isimli aranan bir suçludur.,
Başında da 200 dolar ödül vardır.
Bu ödül, ölü ya da dirisine koyulmuştur.
Ne diyorsun sen?
Eminim ki bu haber sizin için beklenmedik olmuştur.
Sanıyorum ki bu adam, geçen iki yıl içinde
şerif seçilmiş olmalı.
Bunu biliyorum, çünkü 3 yıl öncesine kadar
Texas'taki Corrigan Büyükbaş Ticareti şirketinden hayvan kaçırıyordu.
Bu da bir arama emri,
Austin Texas yargıcı Henry Allen Laudermilk tarafından hazırlanmıştır.
İsterseniz onunla da görüşebilirsiniz.
Size kim olduğumu,
ve rahmetli şerifinizin asıl kimliğini söyleyecektir.
Başka bir deyişle,
...bana 200 dolar borçlusunuz efendim.
Vay be.
Şu Brittle işini hallettikten sonra
...özgür bir adam olacaksın.
Altında atın, cebinde de 75 doların olacak.
Ondan sonra ne yapacaksın?
Karımı bulacağım...
...ve özgürlüğünü satın alacağım.
Django!
Evli bir adam olduğunu bilmiyordum.
Köleler genelde evliliğe inanıyor muydu?
Ben ve karım inanıyorduk.
Carrucan'daki herkes inanıyordu, zaten o yüzden...
...o yüzden kaçtık.
Django...
Django, Django...
Sende cesaret var, Django.
Çocukta cesaret var.
Cesur zencilere ihtiyacım yok.
Yanağına kaçak işaret olarak r harfi damgalayın.
Kıza da öyle.
Onları Greenville pazarına götür,
ve sat.
İkisini de.
Ayrı ayrı.
Ve bunu,
bunu ucuza sat.
Greenville mi?
Orada bir kayıt arşivi olmalı.
Ne zaman satıldığını biliyorsun,
nereden geldiğini biliyorsun,
...ve adını biliyorsun.
Adı neydi karının?
Broomhilda.
Ne?
Broom-hilda.
Broomhilda? Hımm.
Sahipleri Alman mıydı?
Evet, nereden bildin?
Carrucan Çiftliğinde doğmamıştı, Alman bir bayan tarafından yetiştirildi.
Von Shafts.
Biraz Almanca'sı da vardır.
Karının mı?
Karım küçükken sahibesi ona Almanca öğretmiş, etrafta konuşacak birileri olması için.
Tamam, anlamama yardımcı ol.
Köle karın Almanca biliyor, adı da Broomhilda Von Shaft.
Evet.
Bana Hildi diyorlar.
Bu çiftliklere gittiğimiz zaman,
...bir role bürüneceğiz.
Bir karakter oynayacaksın.
Nasıl?
Olmadı mı?
Bu rol sırasında, karakterin dışına çıkamazsın.
Anladın mı?
Evet. Karakterin dışına çıkmam.
Karakterin de vale olacak.
O nedir?
Hizmetkârın kibarcası.
Vale.
Şimdi de Django, karakterinin kıyafetini seçebilirsin.
Kıyafetlerimi kendim mi seçeyim?
Elbette!
Burada zencilerin ata binmesi yasaktır.
O benim valem, benim valem yürümez.
Zencilerin ata bin-
Onun adı Django, o özgür bir adam ve istediği şeye binebilir.
Benim arazimde binemez.
Benim zencilerimin etrafında olmaz.
Sevgili efendim,
...sanıyorum kötü bir başlangıç yaptık.
İzin verirseniz baştan alayım.
Benim adım Dr. King Schultz, bu da valem Django.
...bunlar da atlarım Tony ve Fritz.
Bay Benett,
Duydum ki siz bir iş adamıymışsınız.
Ve bu nedendendir ki, Texas'tan
Tennessee'ye sizinle bir mütabakat yapmaya geldik.
Zenci kızlarınızdan birini almak istiyorum.
Sen ve arkadaşın Texas'tan buraya zenci bir kız almaya mı geldiniz?
Randevu filan almadan?
Evet, korkarım öyle.
Söylemeliyim ki, ne seni sevdim ne de zibidi zencini...
...sana da bir bok satmam.
Buna ne diyeceksin bakalım?
Bay Bennett,
eğer duyduğum kadar iyi bir iş adamıysanız,
Fikrinizi değiştirebilecek bin tane şey söyleyebilirim.
O zaman içeri gelin, içecek bir şeyler alın.
Ha?
Biz iş konuşurken...
...sevimli siyahilerinizden biri...
Django'ya bu güzel çiftliği gezdirebilir belki?
Tabii ki! Betina!
Evet Babacığım?
Adı neydi demiştin?
Django.
Betina, tatlım, Django'yu alıp...
...etrafı gezdir, güzellikleri görsün.
Peki Babacığım.
Bay Bennett,
Hatırlatmalıyım ki Django özgür bir adamdır. Köle gibi davranılmaması gereklidir.
Onu benim bir uzantım olarak düşünmelisiniz.
Anlaşıldı, Schlutz. Betina, tatlım!
Evet efendim?
Django köle değil.
Django özgür bir adam, anladın mı?
Ona buradaki diğer zenciler gibi davranmayacaksın.
Çünkü o buradaki zenciler gibi değil. Anladın mı?
Ona beyazmış gibi mi davranayım?
Hayır.
Öyle demedim.
O zaman ne yapayım, anlamadım Babacığım.
Evet, görebiliyorum.
Kasabadaki camcıda çalışan çocuğun adı neydi?
Annesi kerestecide çalışan.
Jerry'yi diyorsun.
Evet, Jerry.
Jerry'yi biliyorsun değil mi?
Evet babacığım.
O zaman şöyle yapalım,
Jerry'ye nasıl davranıyorsan ona da öyle davran.
Az önceki evin adı büyük ev.
Babacığım öyle diyor, çünkü o ev büyük.
Burası da kiler.
Babacığım etleri burada tutuyor.
Sincap dolu.
Sen efendin için ne yapıyorsun?
Duymadın mı, ben köle değilim.
Gerçekten özgür müsün yani?
Evet, özgürüm.
Yani bu kıyafeti isteyerek mi giyiyorsun?
Betina, sana bir şey sormalıyım.
Ne istiyorsun?
3 tane beyaz adam arıyorum.
3 kardeşi arıyorum, ustabaşılar. Brittle kardeşler, onları tanıyor musun?
Brittle mı?
Evet, Brittle. John Brittle, Ellis Brittle,
Roger Brittle. Küçük Raj da derler.
Tanımıyorum.
Başka bir isim kullanıyor olabilirler.
Çiftliğe geçen yıl gibi gelmiş olmalılar.
Shaffer'ları mı diyorsun?
Olabilir. Üç kardeşler mi?
Evet.
-Buradalar mı? -Hı hı.
Bir tanesini bana gösterebilir misin?
Bir tanesi şu tarlada.
Bu Yaşlı Carrucan'ın hoşuna gitmeyecek,
...kız evde çalışıyor, John, cildi bozulabilir...
eğer öyle olursa, kız beş para et-
beş para etmez.
İncil'de yazdığı gibi...
Bak, dediğim gibi, onu buna zorlayan bendim.
Hazır mısın?
Benim yerime o öne çıktı, ve şimdi kırbaçlayacağın kişi...
...ben olmalıyım! O ben olmalıyım John, Ne zamandır buradayım, beni biliyorsun!
Beni uzun zamandır tanıyorsun!
Efendi Carrugan bunu onaylamaz, biliyorsun!
O- O bir ev kölesi!
Lütfen, lütfen.
İstediğin buysa, beni kavga ettirmek istiyorsan, lütfen...
Yalvarma şeklini sevdim, çocuk.
Aradığın adam o mu?
Evet.
Diğer ikisi nerede?
Ahırın oradalar, yumurtaları kırdığı için Jody'yi cezalandırıyorlar.
Jody'yi kırbaçlıyorlar mı?
Ne taraftalar?
Ağacın oraya git, yürümeye devam et.
Birlikte geldiğim beyaz adamı çağır.
Hadi ama, hadi Jody?
İzin ver de seni hazırlayayım!
Ve Tanrı dedi ki, korkunuz...
ve nefretiniz...
...buradaki her yaratığa karşı olmalıdır.
Ver onu bana! Kolunu ver...
Kolunu ver dedim!
Tamam, kız hazır.
Bakalım bundan sonra da yumurta kıracak mısın...
John Brittle!
Beni hatırladın mı?
Ölme şeklini sevdim, çocuk.
Orospu çocuğu!
Bir şey görmek ister misiniz?
Hayır!
Kim bunlar?
Bu Büyük John, bu da Küçük Raj.
Ellis nerede?
Şu tarlada ata binen adam o.
-O olduğuna emin misin? -Evet.
-Mutabık mısın? -Bilmem.
- Mutabık olup olmadığını bilmiyor musun? -Mutabık ne demek bilmiyorum.
Emin olduğun anlamına gelir.
- Evet. -Evet, ne?
Evet, onun Ellis Brittle olduğuna eminim.
Öldüğüne mutabıkım.
Django!
Herkes sakin olsun,
başka kimseye zarar vermeyeceğiz.
Kimsiniz siz?
Ben Dr. King Schultz, Amerika Birleşi Devletleri...
...ceza adaleti sisteminin yasal bir temsilcisiyim.
yanımdaki adam da Django Freeman, benim yardımcım olur.
Cebimde bir arama emri var,
...bu emir, Austin Texas yargıcı Henry Allen Laudermilk tarafından imzalanmış olup...
John Brittle, Roger Brittle ve Ellis Brittle'ın ölü ya da diri...
...şekilde ele geçirilmesini emretmektedir.
Shaffer adını kullanıyorlardı.
Siz onları Shaffer'lar olarak tanıyorsunuz, fakat gerçek isimleri Brittle'dır.
Bunlar aranan adamlardı. Cinayet suçluları.
Yeniden belirtiyorum ki, emir ölü ya da diri diyordu...
...bu nedenle bu adamları öldürdüğümüz sırada
yasal bir eylemde bulunuyorduk.
Gergin olduğunuzun farkındayım,
ama belirtmeliyim ki...
bir yasa memuruna...
...görevi üzerindeyken
ölümcül saldırıda bulunmanın cezası
asılarak idam edilmektir.
Cebimden emri çıkarırsam siz de inceleyebilirsiniz.
Ver.
Memnun oldunuz mu?
Onu geri alabilir miyim lütfen?
Arazimden çıkın.
Hemen çıkacağız.
Cesetleri hızlıca toparla...
...sonra da gidelim buradan.
İşte!
Bulduk orospu çocuklarını.
Eğer önce onlar ateş etmezse, kimse ateş etmesin.
Bu zibidiler için fazla kolay bir ölüm olur.
O zenci sevicisini ölene kadar kırbaçlayacağız.
O karaderiliyi bizzat kendim öldüreceğim.
Kahretsin.
Bu şeyden bir sikim gözükmüyor.
Hazır mıyız?
Bekle biraz, gözlerimi halletmeye çalışıyorum.
Siktir.
Şimdi daha kötü oldu.
Kim yaptı bu paçavraları?
Willard'ın karısı.
Beğenmediysen kendin yapsaydın!
Kimse Jenny'nin uğraşlarını takdir etmediğimizi söylemiyor.
Eğer tek yapmam gereken bir çuvala iki delik açmak olsaydı...
...ben bundan daha iyisini yapabilirdim.
Ya sen Robert? Görebiliyor musun?
Pek değil.
Yani, kafamı oynatmazsam, az çok görebiliyorum.
Ama at sürmeye başlayınca çuval oynayıp duruyor, körlemesine gidiyorum.
Siktir!
Benimki iyice mahvettim.
Kimsede fazladan çuval var mı?
Hayır, kimsede fazladan çuval yok!
Sadece soruyordum.
At binerken bunları takmak zorunda mıyız?
Hay sikeyim!
Bunları at sürerken takmazsanız, ne anlamı var bu işin?
Bir sikim görülmüyor ama!
Bu sikik çuvaldan ne nefes alabiliyorum, ne de önümü görebiliyorum!
Sikeyim hepinizi, ben eve gidiyorum.
Karım bütün gün siz nankör orospu çocukları için...
...uğraşıp durdu, çuvalları dikti.
benim tek duyduğumsa eleştiri, eleştiri, eleştiri.
Bundan sonra da benden hiçbir şey istemeyin!
Şimdi bakın...
Neden burada olduğumuzu unutmayalım.
Şu tepenin ardındaki zenci seviciyi öldürmeye geldik.
Onlara dersini vermemiz gerekiyor.
Benim kafam karıştı.
Çuvalları giyiyor muyuz, giymiyor muyuz?
Bence, yani biz düşünüyoruz ki... çuvallar iyi bir fikirdi.
-Evet. -Evet.
Kimseyi suçlamak istemem ama, daha iyi yapılabilirdi.
Diyorum ki, bu seferlik bunları takmasak...
...ama bir dahaki sefere daha iyi hazırlanıp gelsek?
Ben çıkarıyorum.
Bekle bir dakika!
Çıkarın demedim.
Ama kimse bir şey göremiyor.
Ee?
Yani, görebilsek iyi olurdu.
Hey Allahım, baskın yapıyoruz burada!
Ben göremiyorum, sen göremiyorsun, Nolmuş yani?
Önemli olan tek şey siktiğimin atları görebiliyor!
Bu bir baskındır!
Nerede bu?
Orada!
O zenciyi çıkarın arabanın altından.
Zenci seviciyi de arabadan çıkarın!
Zenci burada değil!
- Gitmişler! -Ne?
- Kandırdılar bizi! - Nerede bunlar?
Görüşürüz.
İyi vurdum.
Şimdi indirelim onları.
Korkaklar böyle kaçar.
Kahretsin!
Sen yapmak ister misin?
Bir bok göremiyorum!
Kaçıyor.
İndiriyorum.
Babacık kaçıyor.
İndiriyorum...
İndirdim.
Bu mesafeden iyi vurdun.
Broomhilda'nın ilk efendilerinin Alman olduğunu nereden bildin?
Broomhilda bir Alman adıdır.
Eğer ismini böyle koydularsa, Alman oldukları kesin.
Senin memleketinde Broomhilda ismi yaygın mı?
Broomhilda, en ünlü Alman efsanelerinin...
...birinde bir karaterin adıdır.
Broomhilda hakkında bir hikaye mi var?
Evet, var.
Hikayeyi biliyor musun peki?
Her Alman bilir o hikayeyi.
Sana anlatmamı ister misin?
Evet...
Broomhilda bir prensesmiş.
Tanrıların tanrısı Wotan'ın kızıymış.
Her neyse, bir gün babası ona çok kızmış.
Neden?
Tam olarak hatırlamıyorum, bir şekilde itaatsizlik etmiş.
Babası da onu bir dağın tepesine koymuş.
Broomhilda dağa mı çıkmış?
Bu bir Alman masalı, bir şekilde dağ olacak.
Sonra da alev püsküren bir ejderhayı dağın eteğine koymuş.
Kızın etrafını da...
...cehennem ateşiyle çevrelemiş.
Broomhilda da, onu kurtaracak kadar cesur bir...
...kahraman gelene kadar orada tutsak kalacakmış.
Gönüllü çıkmış mı?
Evet, Django. Aslına bakarsan, çıkmış.
Sigfried adında bir adam.
Sigfried kızı kurtarmış mı?
Hem de harika bir şekilde.
Dağa tırmanmış, çünkü ondan korkmamış.
Ejderhayı öldürmüş, çünkü ondan korkmamış.
Cehennem ateşinden yürümüş...
...çünkü Broomhilda buna değermiş.
Adamın nasıl hissettiğini anlıyorum.
Bunu yeni yeni fark etmeye başladım.
Bak şimdi, Django,
Bir gün sevdiğin kadını kurtaracağına eminim.
Ama Greenville'e gitmene göz yumamam.
Washington, Mississippi, senin ziyaret edebileceğin bir yer değil.
Özgür ol ya da olma, iki türlü de tehlikeli.
Ama sana bir soru soracağım.
Kelle avcılığı işini nasıl buldun?
Beyaz adamları öldürüp para almak mı?
Sevmeyecek nesi var?
İtiraf etmeliyim ki güzel bir takım olduk.
Büyük John ve Küçük Raj'i kendim öldürdüğüm için bana kızgınsın sanmıştım.
Evet, o durumda biraz fazla hevesli davrandın.
Ama genelde bu iyi bir şeydir.
Kış için benimle gelmeye ne dersin?
Nasıl yani seninle gelmeye?
Kış boyu karlar eriyene kadar benimle çalış.
Ben de sana ödülümün üçte birini vereyim.
Bu kış biraz para biriktiririz, karlar eriyince de...
...seni Greenville'e kendim götürürüm, birlikte karını araştırırız.
Bana ne olacağı senin niye umrunda?
Karımı bulmam senin için niye önemli?
Açıkçası;
...daha önce kimseye özgürlüğünü vermemiştim.
Şimdi sana verince, kendimi sorumlu hissediyorum.
Hem de bir Alman gerçek bir Sigfreid ile her gün karşılaşmıyor.
Sana sevgili Broomhilda'yı kurtarma vazifende...
...yardımcı olmak bir Alman olarak benim görevimdir.
Oo, para için beyazları öldürmek isteyen adama ne oldu ?
Adamın oğlu yanında.
İyi işte, yanında sevdiği biri olacak.
Belki son sözlerini paylaşır.
Çoğu bu şansa sahip olamıyor.
Bu, adamın hak ettiğinden de fazlası.
Tüfeği bırak.
Endişelenme, sana kızmadım.
Smitty Bacal'ın kağıdını çıkar.
Sesli oku.
Bugünün dersi olarak farz et.
Aranıyor, ölü ya da diri.
Smitty Bacal ve Smitty Bacal...
ç...çetesi.
Cinayet ve soy-
...soygun.
Yedi sıfır sıfır sıf-
Yedi bin.
-Yedi? -Bin.
Yedi bin dolar Smitty Bacal için,
150 dolar da Smitty Bacal çetesinin her bir...
-ü... -üyesi içindir.
Smitty Bacal çetesinin bilinen üyeleri...
-şu şekildedir. -şu şekildedir.
Dandy Michaels, Gerald Nash ve...
Deli Craig Koons.
Smitty Bacall işte böyle bir adam.
Eğer Smitty Bacall 22 yaşında bir çiftlik kurma isteseydi,
Bu kağıdı basmazlardı.
Ama Smitty Bacall hırsızlık yapmayı seçti...
...ve bunu yaparken insanları öldürmeyi umursamadı.
Benim yaptığım işi yaparak karını kurtarmak mı istiyorsun?
Benim işim bu.
Ben insanları öldürürüm, cesetlerini para için satarım.
Bu ceset 7000 dolar ediyor.
Şimdi ödleklik etme de vur şu adamı.
Baba?
Baba!
Al!
Bu Smitty Bacall emri sende kalsın.
Neden?
İyi şans getirir.
İlk kellenin emrini hep yanında taşırsın.
Keskin vurmuşsun.
Doktor, Django, nasılsınız bakalım?
Ne var yanınızda öyle?
Wilson - Love çetesi.
Wilson - Love Çetesi de kim?
Bad Chuck Wilson, Bobby Lowe, ve üç yardakçısı.
Haa.
Dışarıda kalsın onlar, bir yerlere gidecekleri yok ya.
Bu kardan buzdan kendinizi kurtarın da içeride bir kahve içelim.
Dün bir doğumgünü vardı, biraz pasta kalmış.
Güzel.
Uzun ve kârlı bir kıştan sonra, Django ve Dr. Schultz dağdan inip...
...Mississippi'ye doğru yola çıktılar...
İlerle!
Yürü dedim!
Yürümeye devam et!
Çamura batma, yürümeye devam et.
Devam et.
Broomhilda Von Shaft, 22 yaşında,
sağ yanakta "r" damgası var.
Calvin Candy.
Mississippi, Candyland'deki 4. büyük pamuk tarlasının sahibi.
Candyland mi?
Daha önce duydun yani?
Candyland'i duymamış olan bir köle yoktur.
Görülüyor ki karın orada...
...onun sahibi olan sevimsiz beyefendi de orada.
Umalım ki açıkta, tarlada çalışanlardan biri olsun.
Hayır, tarlada çalışmıyordur.
Güzel bir kız.
Hem de uzun boylu.
Atın üstünde vurduğun herif...
...yanağına kaçak damgası vurmuştu.
Kahrolası.
Tarla zencisi değil, ama artık hizmetçilikte de yaramaz.
Onu büyük ihtimalle sefâ kızı yaptılar.
Sefâ kızı ne- Ha.
Şimdi özgürlüğüm elimde,
Silahım belimde.
Onu almak için teklif mi vereceğiz?
Diyelim ki...
...bir adam at almak istiyor,
...at alması gerekiyor.
Çiftçinin çiftliğine gider, kapıyı çalar
Çiftçiye atını almak istediğini söyler. Çiftçinin cevabı bellidir tabii.
-Hayır, der çiftçi.
Ben derim ki: Sikerim öyle çiftçiyi.
Ben bu atı çalıyorum.
Tamam ama şimdi de at hırsızı oldun, at hırsızlarını idam ederler.
Tabii atın eski sahibine döneceğini de unutmamak lâzım.
Çünkü at onun malı.
Bize o kız ve bir satış faturası lazım.
Eğer satın almayacaksak, ne yapacağız?
Alternatif bir plan önerebilir miyim?
Öner.
Adam çiftçinin çiftliğine gider, kapıyı çalar.
Atı değil de, tüm çiftliği satın almayı teklif eder.
Yaptığı teklif de öylesine iyidir ki, çiftçi hayır diyemez.
Candyland'i almayı mı teklif edeceğiz?
Hayır, o çok fazla olur. Ama görülüyor ki bu çiftçinin tek derdi tarlalar değil.
Mandingo dövüşleri hakkında ne biliyorsun?
Ne?
Mandingo dövüşü uzmanı olduğun hakkında inandırıcı bir role bürünebilir misin?
Neden?
Çünkü benim rolüm Düsseldorf'lu bir zengin olacak...
Greenville'e mandingo dövüşüne yatırım yapmaya geleceğim,
...senin karakterin ise bana yardımcı olması için tuttuğum mandingo uzmanı olacak.
Haydi bakalım.
Merhaba.
Merhaba, siyahî bayan,
Bay Calvin Candy'yi görmeye geldik.
Buyrun.
Teşekkürler.
Zenci bir köle tüccarı mı olmamı istiyorsun?
Zenci köle tüccarının daha aşağısı yoktur.
Zenci köle tüccarı ev kölesi amirinden de aşağıdadır.
Ki o bile, oldukça aşağılıktır.
O zaman o şekilde davran,
zenci bir köle tüccarı ol!
Dr. Schultz!
Sizi yeniden görmek ne güzel.
Bay Moguy.
Bu randevu fırsatını verdiğiniz için teşekkür ederim.
Önemli değil, benim işim bu.
Hakkında çok şey duyduğum adam bu demek.
Evet, bu Django Freeman.
Django, bu Bay Candie'nin avukatı, Leonide Moguy.
Leo diyebilirsiniz.
Calvin şu anda Julius Caesar odasında, beni takip edin.
Ne zamandır Bay Candy için çalışıyorsunuz?
Calvin'in babası ve ben 11 yaşındayken yatılı okulda birlikte kalmıştık.
Calvin'in dedesi benim hukuk okumamı sağladı.
Calvin'in avukatı olmak için yetiştirildim de diyebilirsiniz.
Onların zencisisin de diyebiliriz.
Ne dediniz?
Dedim ki-
Boşverin, şakalaşıyor sadece.
Bay Candie ile tanışmadan önce bilmem gereken bir şey var mı?
Evet, kendisi tam bir Fransız aşığıdır.
Ah, tüm medeni insanlar gibi.
Ve Bay Candy yerine Mösyö Candy denmesini tercih eder.
Kendisi Fransızca bilmiyor, Fransızca konuşmayın. Onu utandırırsınız.
Dön ve üstüne çık şimdi!
Oldu işte.
Oldu.
Neden mandingo işine girmek istiyorsunuz?
Önce yardımcınız bizi tanıştırmayacak mı?
Oyalanmayı bırak, soruma cevap ver.
Cevap mı?
Sadece sıkıldım.
Bu iş de eğlenceli gözüküyor.
Peki, gel bakalım.
Burada da eğlenceli bir dövüşümüz var.
Benimle bara gelmez miydiniz?
Misafir önden buyurur beyaz adam, bunu ben bile biliyorum.
Dr. Schultz! -Ne büyük zevk...
Dövüşmeye devam edin, zenciler!
...ve büyük bir onur.
Onur duydum, lütfen oturun Sizinle tanışma zevki bana ait.
Django'ya ne istiyorsa ver.
Ben de bir cin viski alacağım.
Hadi oğlum, dediğim gibi yap!
Büyük ve güçlüsün!
Hadi bakalım!
Dediğim gibi yapmıyor, kahrolası.
Haydi çocuklar, ölümüne dövüşün!
Vur şu hayvana yoksa işini bitirir!
Koca Fred, haydi!
Çevir şimdi onu!
Gücünü kullan evlat!
Haydi ama, gücünü kullan!
İşte böyle!
İşte böyle!
Şuna bakın!
Dediğim gibi, bu vahşi bir adam.
Dediğimi yap, evlat.
İşte böyle!
Ah. Hayır! Aah!
Dediğim gibi yap, yere ser onu!
Yere ser!
Kaybetme sakın!
Hayır! Hayır!
Bitir işini.
Haydi evlat, bitir işini.
İşte bu yüzden ona Koca Fred diyorlar!
Her kuruşuna değer.
Arrivederchi, Luigi!
Kalk bakalım, iyice dinlen.
İyi iş çıkardın, iyi iş.
Gelin.
Tekila.
Adın nedir?
Django.
Kodlar mısın?
D, J, A, N, G, O.
D'yi okumayacaksın.
Biliyorum.
Bay Moguy,
Bu yeni oğlana dikkat etmeni istiyorum.
Ona yumuşak bi yatak bul,
ve bir kız gönder de sefasını sürsün.
Yarın Candyland'e doğru yola çıkmak için hazır olursunuz değil mi?
Evet Bay Candy.
Gitmeden, Roscoe, Fred'e büyük bir bira getir.
Keyfini sür, evlat.
Hak ettin.
Evet efendim.
Adın nedir evlat?
Onun adı Django Freeman.
Hm-hm.
Nereden buldun bunu?
Django ve ben, beklenmedik birtakım olaylar sonucu bir araya geldik.
Senin hakkında bir şeyler duydum.
Duydum ki herkese mandingolarının iyi olmadığını,
...satılığa çıktıysa almaya değer olmadığını söylüyormuşsun, merak ediyorum...
Seni bir mandingo uzmanı yapan nedir?
Merak ediyorum, seni bu kadar meraklı yapan nedir?
- Ne dedin sen? -Sakin ol, Butch.
Beni kırma niyetinde değildi,
Ben de kırılmadım.
Mösyö Candie,
Eğer sorularınızı bana yöneltirseniz memnun olurum.
Bir.
İçkiniz yok, size içecek bir şeyler ayarlayalım.
Olur! Ben bir bira alırım.
Harika.
Roscoe, sakallı dostumuza bir bira.
Ben de Polinez Pearl Diver alacağım, romu dökme.
Doktor,
Ben tecrübeli bir köle tüccarıyım, siz ise daha bir acemisiniz.
Sadece bu kovboyun sizin iyi niyetlerinizi istismar etmediğinden emin olmak istedim.
Kusura bakmayın Mösyö Candie ama,
Tavsiyenizi almak için gelmedim.
Sizi arama sebebim zenci dövüşçülerinizden birini piyasa fiyatının da üstünden satın almaktır.
Benimle görüşmeyi kabul ettiğinizde,
bunun iş konuşmak için olduğunu umuyordum.
Ama henüz iş konuşmuyoruz.
Benim merakımdan bahsediyorduk.
Roscoe, Coco, dışarıda bekleyin.
Sheba,
sen burada kal.
Biliyorum.
Şerefe.
Şerefe.
Moguy'a göre...
...eğer seninle iş yaparsam, ikinizle birden iş yapmış oluyorum.
O seçiyor, sen de alıyorsun değil mi?
O kadar basit olmasa da, aşağı yukarı öyle.
O zaman,
Zeki çocuk,
Moguy'un dediğine göre, gördüğün zencilerin...
...hiçbirini beğenmemişsin öyle mi?
Bizim ödeyeceğimiz paraya değmez.
O zaman konuşacağımız bir şey yok.
Bak, benden zenci bir dövüşçü almak istiyorsunuz...
...size gösterdiklerim de satmak istediğim tek dövüşçülerdi.
O satmak istediğin zencileri istemiyor ki.
Satmak istemediğin zencileri istiyor.
Satmak istemediğim zencileri satmam.
Peki, en iyi zenciyi satmazsın.
İkinci en iyisini de satmazsın.
Üçüncüye gelince, onu da satmak istemezsin fakat,
...sana öyle bir teklif yaparım ki, en azından düşünmek istersin.
Neler olacağını kim bilebilir?
Nasıl bir teklifmiş bakalım bu?
Gerçekten yetenekli bir tanesi için, doğru zenci için...
Ne kadar dersin Django?
12 bin dolar.
Baylar...
Merakım üzerinizdeydi.
Şimdi dikkatim üzerinizde.
Willie, Willie.
Bekle! Bekle.
Aah.
Günaydın, baylar.
Dr Schultz, güzel bir sabah, değil mi?
Daha güzel olamazdı.
Buyrun, bizimle arabada gelin.
Çok teşekkürler.
Atınızı şuraya bağlayın.
Django!
Bir çok bilim adamı meslektaşımla bazı konularda ayrı görüşlere sahibim.
Çünkü ben, bir zencinin ulaşabileceği zekâ, yetenek ve sadakat seviyesinin...
...olduğundan daha yukarıda olabileceğini düşünüyorum
Yani, diyelim ki 10 binlercesinin arasından bir zenci öne çıktı.
Olağanüstü bir zenci.
Parlak bir gün değil mi, parlak çocuk?
Güneşli.
Hepimizi ısıtıyor.
Oturun, doktor.
Onur duyarım.
Onur bize ait.
Sağolun.
...inanıyorum ki bir vakit, buradaki parlak çocuk gibi olağanüstü bir zenci,
...özgürlük için öne çıkacak,
...daha fazla özgürlük için.
Parlak çocuk,
10 binlercesinin arasıdan çıkacak olan sen olabilirsin.
Atınla muhabbet etmeyi bırak da acele et, zenci.
Silahına dokunursan ölürsün.
Herkes sakin olsun!
Ben her şeyi gördüm, ziyan yok.
Şaka mı yapıyorsun, bu zenci-
Ziyanı yok dedim. Elini silahından çek!
Butch!
Sen de öyle.
Misafirlerimle uğraşmayı bırakın.
Who!
Atına bin.
Kemiğimi kırdı!
Tanrı aşkına, biri Who'nun atına binmesine yardım etsin.
Seni şanslı zenci.
Patronunun sözünü dinle, beyaz çocuk.
Merak etme, ay ışığındaymış gibi güzelce yürüyeceğiz.
Elimi tutmak ister misin?
Willie! Bizi eve götür!
Gözünde problem mi var?
Hayır efendim.
Gözüne bir tekme yemek ister misin?
Hayır efendim.
O zaman bana bakıp durma.
Bana bir daha bakarsan, beni sevmemen için iyi bir neden yaratırım.
İkile şimdi, zenci!
Siz zenciler şunu kafanıza sokun:
Ben tüm bu beyaz adamlardan daha beterim.
Gözlerinizi götünüze kadar kapatın, bana baktığınızı görmeyeyim.
Hevesli bir adam, değil mi?
Kesinlikle!
Biraz bekler misiniz, arkadaşımla konuşmalıyım.
Candyland'deki mallarınızı görünce bayılacağıma eminim...
...o yüzden öncesinde arkadaşımla biraz konuşup...
...alışveriş için bir strateji belirlemek istiyorum.
Ne yapmaya çalışıyorsun sen?
Broomhilda'nın Candyland'de olduğunu öğrendim.
O olduğuna emin misin?
Adını söylemedi ama, genç bir kadın dedi
...sırtında yara izleri varmış ve Almanca biliyormuş.
Kesin odur diyemem ama,
...bu durumda aşağı yukarı eminim.
Bu yüzden...
...intikamımı alayım derken ipin ucunu kaçırma.
Asıl amacımızı unutmayalım.
Unuttuğumu mu düşünüyorsun?
Evet! Candy ile uğraşmayı bırak!
Tüm planı berbât edip, ikimizi de öldürteceksin.
...ve en azından ben, bu dağın başında ölmek istemiyorum.
Onunla uğraşmıyorum. Onun ilgisini çekiyorum.
Bu gâriban kölelere eziyet ediyorsun!
Bir adamı...
...öz oğlunun önünde öldürtüp gözünü kırpmayan
...birini hatırlıyorum.
Hatırladın mı?
Evet tabii ki hatırlıyorum!
Dediğin şuydu;
Sen dedin, ben değil...
Benim dünyamda, pis işler yapmak gerekir.
Ben de bunu yapıyorum. Pis işler.
Tam olarak bunu kastetmemiştim ama...
...genel olarak...
Candyland'de görüşürüz.
Haydi zenciler!
Devam edin.
Sen de öyle, ay ışığı.
D'Artagnan!
Neden kaçmak gibi bir aptallık yaptın?
Daha fazla dövüşemem, Mösyö Candy.
Dövüşürsün tabii!
Kazanamayabilirsin, ama kıçını kaldırıp dövüşmen lâzım.
Bay Stonesipher, lütfen şu köpekler susturur musunuz,
Kendi sesimi duyamıyorum!
Sus, Marsha! Sus, Marsha! Marsha, sus!
Kahrolası köpekleri çekin zencinin üzerinden!
Şimdi bakalım,
-İn o ağaçtan. -Peki efendim.
Ne zamandır kaçıyordu?
Bir gece...
bir gün...
...önceki günün de yarısı.
Bizim araziden ne kadar uzaklaştı?
30 km kadar.
Sakatlığını düşünürsek iyi kaçmış.
Bay Moguy, D'Artagnan Cuma günü kiminle dövüşecekti?
Yeni gelenlerden biriyle.
Şu haline bakılırsa, kör bir Kızılderili bile ona 5 kuruş yatırmazdı.
Lütfen Bay Candy, artık yapamam, daha fazla dövüşemem.
Hayır, hayır, hayır yalvarmak yok.
Benim yumuşak kalbime oynama.
Artık başın belâda.
Senin için 500 dolar ödedim.
500 dolar ödediğime göre,
Yuvarlanıp ölü taklidi yapmadan önce, en azından 5 dövüş çıkarman lazım.
Anla beni, burada bir iş yürütüyoruz.
Sen üç kere dövüştün.
Hepsini de kazandım!
Evet öyle, evet,
ama sonuncusunda, kazanmakla kaybetmek arasında gidip geldin.
Yine de dediğim gibi.
500 dolar ödediysem, 5 dövüş isterim!
500 dolarıma ne olacak şimdi?
500 dolarıma ne olacak!
Tazminatımı sen mi vereceksin?
Tazminat ne demek onu bile biliyor musun?
Ben öderim!
Sen mi?
Bu kolunu bile kaldıramayan...
...yaşlı zenci için 500 dolar mı vereceksin?
Hayır, vermeyecek.
Onunla uğraşmanı istemiyor, o yüzden dedi.
Aslında, ben de istemiyorum.
Ama bu garibân için 5 kuruş vermeyeceğiz...
...bizim işimize yaramaz, değil mi Doktor?
Dediği gibi!
Bay Stonesipher'ın bakışları için kusura bakmayın...
daha önce hayatında senin gibi bir zenci görmemiş de.
Değil mi Bay Stonesipher?
Doğru.
Bu iş...
...böyle olmayacak.
Şimdi,
Bu gâriban için 5 kuruş ödemeyeceğinze göre...
...bu zenciye istediğim gibi davranmamda bir sorun yoktur herhalde?
Senin zencin.
Bay Stonesipher?
Marsha ve köpekler D'artagnan'ı zenci cennetine göndersin bakalım.
Marsha! Kap zenciyi!
Patronun, zenci dövüşü gibi kanlı bir sporla ilgilenen...
...biri için, bu durumdan fazla etkilenmiş duruyor.
Hayır.
Bir adamın köpekler tarafından parçalanmasına alışkın değil sadece.
Sen alışkın mısın?
Ben biraz daha alışkınım diyebilirim.
Şimdi, Mösyö Candie,
Hazırsanız gidelim.
Mallarınız görebilmek için 5 saattir yoldayız.
Artık görelim.
Çünkü hepsi buradaki gibiyse,
...ben pek etkilenmedim.
Beni takip et.
Sola doğru sıra olun zenciler.
İşte böyle.
Sıra olun dedim, sıra!
Sıraya girin, şimdi!
Merhaba, Steven!
Evet, evet, kıçımı selamla.
Bu atın üstündeki zenci de kim?
Steven, sen atları kahvaltıda yersin.
Ne bu aksilik, beni mi özledin yoksa?
Evet, efendim, sizi bir çiçeğin evi özlemesi gibi,
...bebeğin annesini özlemesi gibi...
Kaybolan ayakkabımı özlediğim gibi özledim.
Dediğim gibi, kim bu attaki zenci?
Hop kartopu!
Benim veya atımın adını öğrenmek istiyorsan, bana soracaksın.
Sen kime kartopu diyorsun, at kafası!
O kara kıçını kesip attan aşağı atarım seni!
Hop hop Steven, Steven.
Sakin olalım.
Bu Django, özgür bir adam.
- Bu zenci mi? - Evet, bu zenci.
İzin verin düzgünce tanıştırayım.
Django, bu da senin gibi şakacı bir zenci, Steven.
Steven, bu Django.
Birbirinizden nefret edecesiniz herhade.
Calvin, bu zenci kim oluyor da sen onu ağırlıyorsun?
Django ve Dr. Schultz bizim müşterilerimiz,
...ayrıca misafirlerimiz, Steven.
Sen, yaşlı moruk, onlara güney misafirperverliğini göstereceksin.
Anladın mı? -Anladım efendim.
Ama zenciye neden hizmet ediyorum?
Nedenini bilmene gerek yok. Anladın mı onu söyle.
Evet efendim, anladım.
Güzel.
Yatıya kalacaklar, git de misafir odalarını hazırla.
Büyük evde mi kalacak bu?
Steven, o bir köle tüccarı. O diğerlerinden farklı.
Ama büyük evde?
Bununla bir sorunun mu var?
Hayır bununla bir sorunum yok...
Benim sorunum bu zenci gidince tüm çarşafları...
...ve tüm yastık kılıflarını yakmakla uğraşmak olacak!
O benim problemim, istersem ben yakarım!
Senin problemin ise iyi bir izlenim bırakmaya çalışmak.
Bu problemi şimdi çözmeni istiyorum.
Git de şu odaları hazırla!
Peki efendim, Mösyö Candie.
Hadi bakalım.
Büyük evde zenci kalacak, inanmıyorum.
Özgür bir adammış, saçmalığa bak.
Evde bir zenci, ne sikim iştir bu?
Şimdi.
Nerede benim güzel kardeşim?
İşte burada!
Dr. Schultz, bu çekici bayan benim dul kız kardeşim.
Tatlım, yorgun gözlerimize bir elmas gibi parlıyorsun.
Tanıştırayım, Lara Lee Candie-Fitzwilly.
Chester, Rodney, Chicken Charlie, şu tepeye doğru gidin.
Hadi Charlie, git bakalım.
Hadi dedim, nerede olduğunu biliyorsun.
Koş bakalım!
Zenciler yürümez, zenciler koşar!
-Mösyö Candie? - Hm?
Hani konuştuğumuz zenci kız vardı ya?
Zenci kız mı?
Evet, Almanca biliyor demiştiniz sanırım.
Evet doğru, Hildi, ne olmuş ona?
Toplantıdan önce onu odama yollama şansınız var mı acaba?
Seni gidi, seni!
Tabii ki yollarım.
Steven, misafirlerimize odalarını göster, sonra da Hildi'yi bul.
Onu iyice temizleyip süsle, sonra da Doktor'un odasına gönder.
Mösyö Candie, size söylemediğim bir şey var.
Nedir?
Hildi sıcak kutuda.
Ne işi var orada?
Ne işi olacak, cezasını çekiyor!
- Ne yaptı? - Yine kaçmaya çalıştı.
Tanrı aşkına Steven, ben yokken kaç kişi kaçtı?
İki.
Ne zaman kaçtı?
Dün gece kaçtı, sabahına getirdiler.
Stonesipher'ın köpekleri kıza bir şey yaptı mı?
Kızın şansına köpekler D'artangan'ın peşindeydi.
Bill ve Cody onu aramaya çıktılar, onunla birlikte dönüp...
...kızı biraz dövdüler.
Ama kızın suçuydu, onun yüzünden ormanda koşturup durdular!
Ne zamandır kutuda?
Ne zamandır olacak, sabahtan beri!
O küçük orospu 10 gün daha orada kalacak.
Steven, çıkar onu oradan.
Çıkarayım mı, neden?
Çünkü ben öyle diyorum.
Dr. Schultz benim misafirim.
Hildi de benim zencim, misafirperverliğim bunu gerektirir.
Ama Mösyö Candie, kız daha yeni kaçtı.
Steven, eğer Alman bir misafirimize hizmet ettiremeyeceksek...
...Almanca bilen bir zenci ne işe yarayacak?
Biliyorum hoşuna gitmiyor ama, yine de çıkar kızı oradan.
Peki efendim.
Lara Lee, Cora'yı da alıp...
Hilda'yı temizledikten sonra Dr. Schultz'un odasına götürür müsün?
Tabii ki, hayatım.
Baylar, özür dileyerek çok yorgun olduğumu belirtmek isterim...
...şimdi gidip biraz dinleneceğim.
Adamı duydunuz, kaldırın kıçlarınızı!
Gidin! Gel buraya!
Oraya git, kızı temizle, sonra kızı doktora getir.
Adın ne demiştin, Shut mu?
- Schultz. - Schultz.
Buraya getir, anladın mı?
Evet efendim.
Gelecek misin, yoksa o kutuda mı uyumak istersin?
Merhaba bayanlar.
Dr. Schultz, tanıştırayım. Bu Broomhilda.
Hildi, bu Dr. Schultz.
Seninle tanışmak bir zevk, Broomhilda.
Senin hakkında çok şey duydum.
Almanca bilen bir zenciye sık karşılaşılmıyor, değil mi?
Sana bakınca, Broomhilda...
...sana duyulan tutkunun nedenini anlayabiliyorum.
Doktorumuz Almanca biliyor!
Duydum ki sen de biliyormuşsun?
Go ahead girl, speak a little German.
Sizinle Almanca konuşmak benim için bir zevktir.
Harika.
Lütfen içeri gelin.
- Bir şeyler ge- - Teşekkürler.
Korkma.
Pardon.
Biliyorum, uzun süredir Almanca konuşmuyorsun.
O yüzden yavaşça konuşacağım.
Almanca konuşmamın sebebi, Candie'nin çalışanlarının bizi duymasını istememem.
Pardon.
Çok güzelsin.
Ortak bir arkadaşımız...
...çok uğraşıp...
...uzun bir yol kat edip...
Seni buradan alıp...
...kurtarmaya geldi.
Lütfen, iç.
Benim ve ortak arkadaşımızın amacı...
Seni buradan alıp götürmek.
Benim hiç arkadaşım yok ki.
Tabii ki var.
Kim?
Onu söyleyemem.
Ortak arkadaşımız dramatik bir giriş yapmak istiyor.
Nerede bu "arkadaş"?
Şu kapının arkasında.
Bağırmayacağına söz ver.
Söz veriyorum, de.
Söz veriyorum.
Selam baş belası.
Tatlı dilli seni.
Acele et.
Hayır, onu değil.
Aşağıdan Bay Candie'nin sevdiği şarabı getir.
Çek koca kıçını.
- Kıçımı sevdiğini biliyorum. - Ne sevdiğimi nerden bileceksin!
Mösyö Candie, hepsi iyi mallardı, kabul ediyorum.
Ama en iyi üçü şunlardı:
Sampson,
Neydi adı? - Goldie.
Goldie, ve Eskimo Joe.
Bu arada, neden ona Eskimo Joe diyorlar?
Zencilerin takma isimleri nereden gelir belli olmaz.
Belki adı Joe'dur, bir gün üşüdüğünü söylemiştir, kim bilir?
Evet, her neyse,
En iyisi Simpson.
Hepimiz biliyoruz ki,
...onu asla satmazsın, o senin şampiyonun.
Üçü de şampiyonum!
Şampiyon olan Sampson.
Diğer ikisi fena değil.
Calvin - ama bu zenci -
Önemli değil, önemli değil.
Anlamalısınız ki Mösyö Candie,
...zenci dövüşünde bir acemi olmama rağmen...
...bir dönem Avrupa sirklerinde bulunmuşluğum vardır.
Öyle mi?
Bu yüzden, sunum benim için önemlidir.
Bana sadece büyük bir zenciden ötesi lazım.
Cakalı olmalı.
- Neli olmalı dedin? - Cakalı, yani...
- Gösterişli olmalı. - Gösterişli, evet.
Onu, "Zenci Herkül" olarak tanıtabilmeliyim.
Zenci Herkül, zekice değil mi?
Daha çok zencice.
Daha önce de dediğim gibi:
Doğru zenciyi bulursam çok para veririm.
Tabii ki Eskimo Joe yanlış zenci demiyorum,
...ama en iyisi de değil, haksız mıyım?
Dr. Schultz, Bilmeniz gerekiyor ki...
...zenci dövüşü oyununda Mösyö Calvin J. Candie...
...kadar gösterişe önem veren hiç kimse yoktur.
Hiç kimse.
Ama zenci dövüşündeki en önemli şeyi unutmamalısınız.
Aldığınız zenci kazanmalı.
Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü, hatta beşinci önceliğiniz bu olmalı.
Bunu kesinleştirdikten sonra ise...
...kendi planınızı oturtmak için çalışabilirsiniz.
Yani, önceliğinizi iyi belirleyin.
Önceliğinizi iyi belirleyin.
Bakıyorum da iyi anlaşıyorsunuz.
Çok iyi hem de.
Mösyö Candie, dört yıl boyunca ana dilinizi duymamak...
...nasıl bir şeydir tahmin edemezsiniz.
Boston'da iki hafta kalmayı bile hayal edemiyorum!
Boston'da iki hafta! Ah, siz, ah!
Boston'da iki hafta!
Ana dilimde konuşmanın verdiği zevki anlatamam.
Hildi de bana mükemmel bir sohbet arkadaşı oldu.
Dikkat edin, Doktor Schultz,
...zenci sevdasına kapılmak istemezsiniz.
Zenci sevdası kuvvetli bir duygudur.
Siyah bir bataklık gibidir, batarsanız kurtulamazsınız...
Evet, kurtulamazsınız.
Bilemiyorum Doktor, istediğiniz kadar tatlı Alman dilinizi konuşturun ama...
...bu kızın gözü Django'ya kaçıp duruyor gibi.
Doğal olarak, gözü şahine kayıyor...
...tüysüz tavuğa değil.
Dr. Schultz, abartmayın...
...oldukça yakışıklı bir Avrupa beyefendisisiniz.
Bunu bitirmen lazım, duydun mu beni -
O zenciyi tanıyorsun, değil mi?
- Kimi? - Kimi?
Hiç kimi filan deme, biliyorsun kim olduğunu.
Masadaki mi?
Tanımıyorum.
Tanımıyor musun?
Hayır.
Hayır ne?
Hayır efendim.
Bana yalan söylemezsin, değil mi?
Peki.
Öyle diyorsan...
Eskimo Joe kaliteli bir zenci. Ona şüphe yok.
Ama benim param olsaydı...
...ona 12 bin dolar vermezdim.
Ne kadar verirdin?
Eğer cömert olsaydım...
...ki neden cömert olayım bilmiyorum,
9 bin.
Belki.
Dr. Schultz,
Bu anlaşmaya nasıl oturduk hatırlatayım isterseniz.
Size bir zenci satmak istiyorum diye gelen ben değildim.
Evet, değildi.
Almak için bana gelen sendin.
Evet sendin.
Parlak çocuğun söylediği 9 bin dolara gelince...
...tabii ki doğru bir fiyat.
Ama Eskimo Joe'yu bu fiyattan satmak isteseydim,
İstediğim zaman satardım.
İstediği zaman.
Ama Greenville'de dediğiniz gibi Doktor,
Ben onları satmak istemiyorum.
Beni düşünmeye iten tek şey...
...verdiğiniz 12 bin dolarlık iyi teklifti.
Mösyö Candie, gerçekten de ikna edici birisiniz.
Neden olmasın, Mösyö Candie, Eskimo Joe için 12 bin dolar vereceğim!
Çok iyi, doktor, bu zekice bir karar!
Fakat, bu büyük miktarda bir para.
Sizin Bay Moguy'unuz olduğu gibi, benim de bir avukatım var.
Tuttle adında titiz bir adam,
...ve bu miktarda bir parayı bir köle için vermeden önce...
Bay Tuttle'ı çağırıp yasal bir sözleşme hazırlaması benim için iyi olur.
Ayrıca Eskimo Joe'yu da kendim getireceğim bir doktora muayene ettireceğim.
Tabii ki.
O zaman şöyle diyelim...
...beş gün içinde döneyim. - Beş gün?
Bay Tuttle'la birlikte.. Sonra da Bay Tuttle
...ile Bay Moguy küçük detayları birlikte konuşabilirler.
Bence harika olur, Doktor, Harika.
Baylar,
...kadeh kaldırmak istiyorum.
Eskimo Joe'ya. Ya da şöyle diyelim,
Zenci Herkül'e!
Zenci Herkül'e!
Haklıymışsın, Doktor, bu isim gerçekten iş görüyor.
Hildi!
İçkim bitti.
Hildi, büyük evde, büyük masada hizmet etmeyi nasıl buldun?
Mösyö Candie sana bir soru sordu, cevap ver.
Çok sevdim, Mösyö Candie.
Sıcak kutunun içinde debelenmekten...
...ya da otların arasında yuvarlanmaktan iyidir tabii.
Mandigolarla sefâ sürmekten iyi değildir ama...
...öyle mi tatlım? - Çok sever, çok.
- Simpson hoşuna gidiyor değil mi? - Evet efendim.
- Mösyö Candie,
...doktorumuz belki Hilda'nın yaralı sırtını görmek ister...
...ne de olsa onun geldiği yerde pek zenci yok.
Dr. Schultz, Hildi ile yalnızken...
...sadece Almanca mı konuştunuz, yoksa kıyafetlerini de çıkardınız mı?
Hayır, sadece konuştuk -
Sırtını görmediniz yani?
Hayır -
Yok yok, Steven haklı. Bunu ilginç bulacaksınız.
Hildi, haydi elbiseni çıkar da Doktor sırtını görsün.
Calvin, kızı daha yeni giydirip hazırladım.
Ama, Lara Lee, Dr. Schultz Düsseldorf'lu, orada hiç zenci görmemiştir.
O bir tıp uzmanı.
Eminim zencilerin acıya dayanıklılığı ilgisini çekecektir.
Bu zenciler sağlam Dr Schultz, ona şüphe yok.
Hilda'nın arkasında dört tane kırbaç izi var.
Lara Lee , haydi, çıkar kızın kıyafetini.
Şuna bak, Doktor, resim gibi aynı.
Calvin!
Yemek yiyoruz burada, kimse yaralı bir sırt görmek istemiyor.
Tamam, tamam, peki.
Yemekten sonra, Steven. - Yemekten sonra.
İçkilerle birlikte, baylar.
Cora, gel de al şu kızı!
Kıyafeti karıştı hep. - Buyrun efendim.
Kıyafetini niye çıkarttın sen?
Daha yeni yapmıştım. Gel bakayım buraya.
Bebeğim, Steven'ın kızgın tarafına denk geldin, gözüne gözükmemen lazım.
Onu tanımadığını mı söylemiştin?
Ha?
Dedim ki, onu tanımadığını söylemiştin.
Tanımıyorum.
Tanıyorsun.
Bay Steven!
Neden yalan söylüyorsun?
Neden yalan söylüyorsun?
Söylemiyorum.
Neden ağlıyorsun o zaman?
Beni korkutuyorsunuz.
Neden korkutuyorum?
Çünkü korkunçsunuz.
...Hildi ile Almanca konuşmak, bana cidden iyi geldi.
Otur şurada.
Daha önce Hildi'yi bırakabileceğinizi söylemiştiniz.
Evet, evet Bob, söyledim.
Bu durumda, izin verin bir teklif daha yapayım.
Dinliyorum.
Acele et, hadi!
Mösyö Candie, - Steven!
Dr. Schultz'un lafını kestin!
Özür dilerim Doktor Schultz, kulaklarım ağır işitiyor da.
Mösyö Candie, sizinle mutfakta biraz konuşabilir miyiz?
Kalkıp geleyim mi yani?
İyi olur.
Neden?
Tatlılar hakkında.
Ne olmuş tatlılara?
Özel olarak konuşsak daha iyi.
Bildiğin pasta yiyeceğiz,
Ne tür bir olay olmuş olabilir ki?
Haklısınız Mösyö Candie, ben hallederim.
Kütüphanede beni bul.
Niye gelip bir konuşmuyorsunuz anlamıyorum,
...işleri berbat edecekler, beni suçlayacasınız.
Tamam, tamam Steven...
...birazdan geliyorum.
Peki efendim.
Evet,
baylar...
gördüğünüz gibi, mutfakta ne kadar maharetli de olsalar...
bazen yetişkin gözetmesi gerekebiliyor.
Bir dakika izin verin.
Masayı temizleyebilirsin.
Acele et.
Dr. Schultz!
Bize sirk hikayeleri anlatmayacak mısınız?
Sirk!
Ne oldu?
Bu orospu çocukları mandingo falan almayacak.
Kızı almak istiyorlar.
Sen neden bahsediyorsun Steven?
Seni aptal yerine koyuyorlar, ondan bahsediyorum.
Kaslı zenci peşinde değiller...
...kızın peşindeler.
Ne? Hangi kız? Hildi mi?
Evet, Hildi. O ve Django.
İkisi tanışıyorlar.
Ama adam az önce Eskimo Joe'yu aldı!
Para verdi mi?
Henüz değil, ama gidip-
O zaman bir şey aldığı yok.
Ama ben lafını kesmeden önce, almak için geldiği şeyi almaya çalışıyordu.
Sağol, Steven. Önemli değil Calvin.
Nereden çıkardın şimdi bunları?
300 dolar bile etmeyecek, yaralı sırtlı bir zenci için...
...neden bu kadar belaya bulaşsınlar?
Çünkü o Django Hildi'ye aşık.
Büyük ihtimalle karısıdır.
O zaman bu zencinin kime aşık olduğu Alman'ın neden umurunda?
İşte onu bilmiyorum.
Eğer istedikleri kızsa,
neden tüm bu mandingo işinden girdiler olaya?
300 dolar için kafanı uğraşmazdın.
Ama 12 bin dolar?
Seni oldukça arkadaşça yaptı, değil mi?
Doğru.
Karısı ha?
Eğer bir yılan olsalardı...
kafalarını ezerdik.
Yalancı, zaman kaybı...
...orospu çocukları!
Orospu çocukları!
New Orleans taraflarında, tiyatrocularla bayağı vakit geçirdim.
İşte buradasın!
O yaşlı kargayı da yanına alıp kaçtınız sanmıştım.
Çok acayip olurdu, değil mi?
Lara Lee,
Camdan bakıyordum da...
Billy Crash dışarıda bir köleciyle konuşuyordu...
...sanırım birkaç kız satmak istiyor...
...gidip sen de kızlara şöyle bir bakar mısın?
- Elbette, abiciğim. - Teşekkürler tatlım.
Evet. İş asla uyumaz.
Teklifim,
siz çıkmadan önce, Broomhilda'yı almam üzerine konuşuyordu.
Evet, öyleydi.
Birazdan ona döneceğiz.
Küçük arkadaşınız kim?
Bu Ben.
Burada uzun süre yaşamış eski bir uşağımız.
Uzun bir süre derken ciddiyim.
Bu Ben,
...babama baktı,
...dedeme baktı,
...ben geldikten sonra da,
bana baktı.
Mississippi'de büyük bir çiftlik sahibinin oğlu olmak..
...beyaz bir adamı bir sürü siyah ile temas haline sokuyor.
Tüm hayatımı burada, Candyland'de geçirdim.
Her tarafta kara yüzlerle.
Onları her gün görürdüm, sabahtan, akşama.
Sadece bir şey kafamı kurcaladı.
Neden bizi öldürmüyorlar?
Nasıl oluyor da şu bahçede,
50 yıl boyunca haftada 3 kez,
Bu yaşlı Ben, babamı keskin bir ustura ile traş ediyor?
Eğer ben Yaşlı Ben olsaydım, babamın boğazını keserdim.
Bunu yapmak da 50 yıl almazdı.
Ama o hiç yapmadı.
Neden?
Görüyorsunuz ya,
analoji bilimi...
iki türün arasındaki farkı anlamakta çok önemlidir.
Bu Afrikalının kafatasında,
itaatlikten sorumlu olan alan...
dünyadaki her insan ve insan altı hayvandan daha büyüktür.
Eğer incelerseniz,
bu kafatası parçasında,
üç adet çukur göreceksiniz.
Burada, burada ve burada.
Şimdi,
Isaac Newton veya Galile'nin kafatasını tutuyor olsaydım,
...bu üç çukurun bulunduğu beyin bölgesi...
...yaratıcılık olurdu.
Ama bu Ben'in kafatası.
Ben'in kafatasında, genlerinden dolay...
bu üç çukurun bulunduğu beyin bölgesinin temsil ettiği şey..
...itaatkârlık.
Parlak çocuk,
İtiraf ediyorum ki oldukça zekisin.
Ama bu çekici alıp...
...kafanda parçalasaydım,
...kafatasındaki üç çukurun bulunduğu yer,
...aynı olurdu.
Yaşlı Ben gibi.
Ellerinizi masanın üstüne koyun!
O masadan ellerinizi bir anlığına kaldırırsanız,
Bay Butch elindeki tüfeğin iki kurşununu da ateşler!
Bu masada bu gece çok yalan söylendi,
ama bu dediğime inanın.
Bay Moguy,
...dostlarımızın belindeki silahları alır mısınız lütfen?
Teşekkür ederim.
Doktor.
Nerede kalmıştık?
Ahmak.
Evet,
Sanırım Broomhilda'yı almak için bir teklif sunacaktınız.
Öyle mi?
Peki o zaman.
Hildi'yi getirin!
Gir içeri.
Otur şu sandalyeye!
Ellerini masanın üstüne koy!
Çeneni de kapa!
Dr. Schultz, Greenville'de dediniz ki,
...doğru zenci için vereceğiniz teklif,
...çok iyi olacaktır.
Ben de dedim ki, İyi tekliften kastın nedir?
siz de cevapladınız: 12 bin dolar.
Çok uzun yoldan geldiniz...
...çok belalar atlattınız.
Bu sevimli bayanı almak için oldukça uğraştınız.
Görülüyor ki, doğru zenci Broomhilda'ymış!
Candyland'den Broomhilda ile ayrılmak istiyorsanız,
fiyatı 12 bin dolardır.
Sanıyorum bu "al ya da git" şeklinde bir teklif?
Evet öyle, doktor.
Chicasaw Köyü yasalarınca, Broomhilda benim malım.
Ve kendi malıma ne yapacağıma ben karar veririm!
Ve eğer bu fiyatın bu zenci için çok fazla olduğunu düşünüyorsanız...
...yapacağım şey...
...bu siktiğimin çekicini alıp, kızı ölene kadar dövmek olur.
İkinizin önünde hem de!
İyi, değil mi?
Sonra hep birlikte Broomhilda'nın kafatasını inceleriz!
Şimdi!
Ne yapıyoruz, Doktor?
Ne olacak?
Faturamı çıkarmak için ellerimi kaldırabilir miyim?
Elbette.
12 bin.
Satıldı!
Olağanüstü sakallı adam, ve olağan zencisine!
Bay Moguy. - Evet, Calvin?
Bu beyefendilere 12 bin dolarlık bir fatura hazırla.
-12 bin dolar.
Sizinle iş yapmak bir zevkti.
Şimdi baylar,
Salonda bana eşlik ederseniz,
vanilyalı pasta yiyeceğiz.
Aferin, Calvin.
Pardon, Pardon, hanımefendi.
Lütfen Beethoven çalmayı keser misiniz?
Çek ellerini harptan!
Doktor?
-Doktor, oraya gidemezsin. - Hey, Steven!
- Orada işi yok! - Bırak, Steven.
Biraz üzgün, o kadar. Ben hallederim.
Pasta alır mısın?
Tatlı yemiyorum, sağolun.
Seni alt ettim diye düşüncelere mi daldın?
Aslında, bugün köpeklere yem ettiğin o garîbanı düşünüyordum.
D'Artagnan.
Acaba Dumas bu konuda ne düşünürdü.
Nasıl?
Alexandre Dumas. Üç Silahşörler'in yazarı.
Evet, tabii, Doktor.
Sen de bir hayranısın diye düşündüm,
...kölene onun bir karakterinin adını verdiğine göre.
Eğer Alexandre Dumas bugün orada olsaydı,
...acaba tüm bu iş hakkında ne düşünürdü?
Sence onlaylamaz mıydı?
Evet, onaylayacağını düşünmüyorum.
Yumuşak kalpli bir Fransız mıydı?
Alexandre Dumas bir zenci.
Bunlar Broomhilda'nın belgeleri mi?
- Evet. - Alabilir miyim?
- Elbette. - Teşekkürler.
İmtiyaz satışı belgeleri ile özgürlük belgesi burada doktor.
Kalem ve mürekkep alabilir miyim?
Hemen şurada, masanın üstünde.
Teşekkürler.
Teşekkürler.
Broomhilda Von Shaft
artık özgür bir kadınsın.
Mister Candy,
Normalde, "auf wiedersen" derdim,
Fakat "auf wiedersen" görüşürüz anlamında geldiğinden,
ve sizi bir daha görmek istemediğimden dolayı,
Hoşçakalın diyorum.
Gidelim.
Haydi.
Bir dakika, Doktor.
Ne?
Biz Güneylilerin adetidir...
...bir iş anlaşması karara bağlandığında,
...el sıkışırız.
İyi dileklerimizi belirtir.
- Ben güneyli değilim. - Hayır ama,
...benim evimdesiniz doktor,
o yüzden ısrar ediyorum.
Neye ısrar ediyorsun? Elini sıkmama mı?
O zaman korkarım ben de tam tersini ısrar ediyorum.
Bence sen nesin biliyor musun?
Sence ne miyim? Bilmiyorum.
Bence berbat bir kaybedensin.
Bence de sen berbat bir kazanansın.
Her neyse,
burada, Chickasaw Köyü'nde,
el sıkışmadan anlaşma tamamlanmaz.
O imzaladığınız kâğıtlar bir boka yaramaz.
Sen benim elimi sıkmazsan,
Ben senin elini sıkmazsam,
12 bin doları sokağa mı atacaksın?
Sanmıyorum.
Bay Butch,
...bu zenci sevici Alman elimi sıkmadan kız kaçmaya çalışırsa,
...kızı vur.
Gerçekten elini sıkmamı mı istiyorsun?
Israr ediyorum.
Madem ısrar ediyorsun...
Calvin!
Calvin!
Üzgünüm. Dayanamadım.
Bu zenci çıldırdı, noluyor?
Yardım edin, herkesi öldürüyor!
Siktir! Orospu çocuğu!
İndir o-
İndir onu!
Orospu çocuğu! Ne yaptın sen!
Ne oluyor!
Beni vuruyorsun!
Gerizekalı orospu çocuğu!
Pardon Jessie!
Kim bu zenciye silah verdi?
Zenci - Gel de öldür!
Ah! Tanrım!
Orospu çocuğu!
Ateş etmeyin!
Ateş etmeyin!
Ateş etmeyin, kahretsin!
Django!
Ne?
Kız elimizde!
Billy Crash kafasına bir silah doğrulttu.
Eğer şimdi durursan,
o da kızın kafasını uçurmaz.
Kararını ver evlat!
Ben sözümde dururum.
Oh oh!
Pes etmiyor musun?
Kaçabileceğini sandın ha?
Seni öldürmeyeceğiz!
Ciddi misin?
Ciddiyim, Django, Tanrı şahidim olsun.
Pes ediyor musun?
Sana zarar gelmeyecek.
Senin o kara götüne mi güveneceğim?
Neye güvenip neye güvenmeyeceğin umrumda değil!
On saniye içinde silahını atmazsan,
bu kaltağın beynini uçuracağız!
Buna güvenebilirsin!
Beni boşver.
Altı!
Bırak beni.
Seven!
- Yapamam. - Django.
Sekiz!
Seni seviyorum.
Dokuz!
- Tamam. - Hayır!
Pes ediyorum.
Seni duyamıyorum, zenci.
Pes ediyorum dedim!
Sabah oldu, zenci.
Demek kelle avcılarısınız.
Sizde bir terslik olduğunu sezmiştim.
Heybenizde arama emirleri ve faturaları bulduk.
Söylemeliyim ki...
Daha önce zenci bir kelle avcısı görmemiştim.
Beyazları öldürmek için para alan bir zenci, nasıl gitti bu işler?
Muhtemelen bayağı sevmişsindir, değil mi?
Taşaklarına veda et bakalım.
Üç deyince.
Bir,
Tuttum seni.
İki,
Sakin ol zenci, sakin.
Kaptan?
Lara Hanım sizi görmek istiyor.
Beyefendinin cenazesiyle ilgili bir şey.
Ayrıca, Django'nunkileri kesme fikrinden vazgeçmiş.
Onu LeQuink Dickey'lere verecekmiş.
Bana söylemek için hiç de vakit harcamamış.
Yazık oldu.
Bunları...
...giderken yanında götüreceksin.
Büyük evdeki herkes saatlerdir senin...
...kara kıçından başka bir şey konuşmuyor.
Hayatında aklını bir kere kullanmamış olanlar beyazlar bile,
seni nasıl öldürecekleri konusunda acayip fikirlerle geliyorlar.
Çoğunun fikri de alt kısımlarını kesmek üzerineydi.
Bu iyi bir fikir gibi görünse de, çoğu zaman...
...zencinin taşaklarını kestiğin zaman kan kaybından...
7 dakikada ölüyor çoğu.
Hatta çoğundan fazlası.
Ben de dedim ki,
Ne yapalım...
LeQuint Dickey'ye sattığımız zencilerin sonu çok daha kötü oldu.
Hala konuşuyorlardı, "Ölene kadar kırbaçlayalım!"
"Mandingolara verelim!" "Stonesipher'ın köpeklerine atalım!é
Ben de dedim ki, "Onlardan ne olacak, bunları hep yapıyoruz!"
LeQuint Dickey'ye sattığımız zencilerin sonu daha kötü oldu.
Sonra Lara Hanım bu fikirle geldi,
...seni LeQuint Dickey Madencilik'e satalım dedi.
LeQuint Madenciliğin bir kölesi olarak,
bundan böyle, hayatın boyunca...
sabahtan, akşama,
...kazma sallayıp duracaksın,
büyük taşları küçük taşlara çevireceksin.
Oraya gittiğin zaman, artık bir adın olmayacak...
...sana bir numara ve bir kazma verecekler,
...ve işe başla diyecekler.
Tek kelime edersen, dilini kesecekler.
Bu işte de çok iyilerdir, inanamazsın.
Evet, iyi yapalar.
Seni sabah akşam çalıştıracaklar, belini doğrultamayana kadar.
Ondan sonra da kafana bir çekiçle vuracaklar.
...sonra da kıçını zenci kuyusuna atacaklar.
Ve bu da, senin hikayenin sonu olacak Django.
Hey, beyaz oğlan!
Hey, beyaz oğlan, dedim!
Kes sesini zenci, seni dinlemeye gelmedik.
11 bin dolar kazanmak ister misin?
Duyuyor musun?
11 bin dolar kazanmak ister misin dedim.
Daha doğrusu, 11.500 dolar.
Neden bahsediyorsun sen?
Candyland'deki çiftlikte...
...11 bin dolarlık bir servet yatıyor.
Öylece duruyor, siz de yanından geçip gittiniz.
Siktir git, zenci, biz hırsız değiliz.
Onu kastetmedim, demek istediğim,
Bu yasadışı bir iş değil, o parayı çalmayakcasın.
Kazanarak alacaksın, beyaz oğlan.
Ne söyleyeceksen söyle hadi.
Candyland'de 11.500 dolarlık bir servet sizi bekliyor.
Smitty Baccall ve Smitty Bacall'ın çete elemanlarını...
...ölü ya da diri getirene verecekler.
Smitty Bacall da kim?
Smitty Bacall bir grup katil hırsız çetesinin lideri.
Bacall çetesinin.
Adamın kafasına 7 bin dolarlık ödül koyuldu,
3 çete elemanına da 1500'er dolarlık ödül var.
Dandy Michaels,
Gerald Nash,
Crazy Craig Koons.
Bu dört adam da, şu anda Candyland'de,
...kıçlarıyla gülüyorlar. Neden biliyor musun?
Çünkü cinayetten yırttılar.
Ama böyle olmak zorunda değil.
Arkadaşlarını da yanına al, oraya dönüp paranı kazan.
Bu zibidiler ne yapmış dedin?
Bu orospu çocukları, masum insanları öldürdü.
Posta arabasını soydular. Masum beyazları öldürdüler!
Eğer izin verirsen cebimden izni çıkarayım.
Ver bakalım.
Aranıyor: Ölü ya da diri. Smitty Bacall ve çetesi.
Ama sen bir kölesin!
Ben köle filan değilim!
Bir köle gibi mi konuşuyorum sence?
Smitty Bacall için 7000 dolar, bayağı iyi!
Ben bir kelle avcısıyım.
Dün, özgür bir adam olarak, Candyland'e gittim,
yanımda da Alman partnerim Dr. King Schultz vardı.
Bacall çetesini ta Texas'tan Chickasaw Köyü'ne kadar kovaladık.
Sonunda izlerini Candyland'de bulduk.
Onları almak için içeri girdik, işler terse gitti.
Parterim öldü, Calvin Candie vuruldu.
Sonra herkes beni suçlamaya karar verdi, ben de buraya düştüm.
Ama kağıtta Django yazmıyor...
...gördüğünüz gibi ben buraya ait değilim.
Ama o dört adam hâlâ orada, hâlâ aranıyorlar,
...ve o 11bin dolar da alınmayı bekliyor.
Sizin geri dönüp bu parayı almanızı hayatta tahmin edemezler.
Anlaşma nedir?
Sen bize kim olduklarını göstereceksin, biz de seni bırakacak mıyız?
Kim olduklarını söylemeyeceğim.
Bana bir silah verin, bir de at.
11 bin doların 500'ünü de bana verirseniz,
...onları size gösteririm.
Bu arama kağıdı hakikî.
Kağıdın hakiki olması bu zencinin de öyle olduğu anlamına gelmiyor.
O zaman bir arama belgesinin bir kölenin elinde ne işi var?
Şu zenci dün Candyland'e atla mı gidiyordu?
Pekala,
Bir daha soracağım.
Unutmayın ki yalancıları sevmem.
O adam Candyland'de bir köle miydi, yoksa yanında beyaz bir adamla at üstünde mi geldi?
Evet.
Greenville Pazarından bizimle geldiler,
beyaz bir adamla birlikte at üstünde gidiyordu.
Bu beyaz adam,
...zenci bunun kölesi miydi?
Köle filan değildi.
Emin misin?
Eminim.
Candyland'de ne oldu?
Çatışma oldu,
...sahip vuruldu.
- Kim vurdu? - Alman adam.
Neden öyle yaptı?
Zenci ve Alman köle tüccarıyız dedi, fakat öyle değillermiş.
Kimmişler peki?
Kelle avcıları.
Siktir Roy, bu büyük bir vurgun olabilir.
Pekala, zenci,
...anlaşma tamamdır.
Bir şartım daha var.
Nedir?
Oraya vardığımızda, vakit geldiğinde,
onları öldürmenize yardım edeceğim.
Komik adamsın!
- Ellerini çöz. - Tamam tamam.
Anlaşma tamamdır zenci.
Anlaşma tamamdır dostum.
- Bir zenciye göre iyi adamsın! - Evet.
İşte böyle, oldu.
Şuradaki yük atını sana veriyoruz.
Heybesinde ne var onun?
Dinamit.
Arkasında dinamit olan ata binmem ben!
Anlıyorum.
Frankie, dinamitleri attan al da zencilerin kafesine koy.
Alın size dinamit, kıçınıza sokarsınız.
Floyd, tüfekleri aldın değil mi?
Evet, tamamdır.
Silahınla kemerini de ver ona.
Yere düşüreyim deme, tamam mı?
Daha yeni tamir ettirdim, güzel oldu.
Bunu öğrendiğim iyi oldu.
Dinamiti ver bana.
- Jake? - Evet?
Git bak şu köpeğin derdi neymiş!
Cehenneme gidin, orospu çocukları!
Ben de seni seviyorum.
Benim, tatlım.
Cora,
bize kahve koyar mısın?
Sheba, git ona yardım et.
Hadi.
Hepiniz yakında Calvin'le tekrar buluşacaksınız.
Ama beklediğinizden biraz erken olabilir.
Billy Crash!
Nerenden vurayım şimdi?
Ha, doğru.
Son görüştüğümüzde, ellerin benim-
Django!
Seni orospu çocuğu zenci!
D okunmuyor Billy.
Hayır!
Şimdi, siyahlar beyazlardan şöyle ayrılsın.
Sen değil Steven.
Sen ait olduğun yere.
Cora, kendisi bizi terk etmeden önce,
Lara Hanım'a güle güle der misin?
Nasıl?
Dedim ki, Lara'ya güle güle de.
Güle güle Lara Hanım.
İkiniz gidin şimdi.
Steve!
Yeni kıyafetlerimi sevdin mi?
Kırmızının benim rengim olduğundan emin değildim.
6 atış saydım, zenci.
2 silah saydım, zenci.
Bu çiftlikte 76 yıl geçirmişsin, her türlü nezaketi öğrenmişsindir.
Ama fark ettim ki,
...dizlerinin üstüne eğilmedin.
Yetmiş altı yıl Steve!
kaç zencinin gelip gittiğini gördün, 7000?
8000?
9000?
9999?
Calvin Candy'nin ağzından çıkan her söz saçmalıktı.
Ama bir konuda haklıydı.
Ben o 10 bin zenciden biriyim.
Orospu çocuğu!
Orospu çocuğu!
Lütfen Tanrım yardım et, şu zenciyi öldüreyim.
Bu yanına kalmayacak, Django.
O kara kıçını yakalayacaklar.
İpin ucunda duruyorsun zenci,
...kelle avcıları seni bulacak.
Kaçabilirsin, zenci!
Ama seni bulacaklar!
Seni bulduklarında da, öyle şeyler yapacaklar ki...
Seni öldürecekler zenci!
İşin bitti senin!
Burası Candyland!
Candyland'i yok edemezsin!
Ne zamandır buradayız, Candyland'i yenemezsin!
Hiçbir silahlı zenci nereye gittiğini bilmeden dolaşıp duramaz!
Django!
Seni orospu çoc-
Selam küçük baş belası.
Selam büyük baş belası.
Sana ne diyecekler biliyor musun?
Güneyin en hızlı silahşörü!
Haydi gidelim buradan.
Çeviri: Bombadil
www.OpenSubtitles.org